BASINDA MALİYE ÇALIŞANLARI



http://www.haber7.com/haber/20120322/CHPden-Maliye-calisanlari-icin-arastirma-istemi.php
CHP'den Maliye çalışanları için araştırma istemi
CHP, Maliye Bakanlığı çalışanlarının sorunlarının belirlenmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi.
22 Mart 2012 11:11
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, Türkiye'de kamu yönetiminde en önemli sorunların başında personel rejiminin geldiği ifade edildi.
Yıllardır bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmasına rağmen sorunun çözülemediğinin belirtildiği gerekçede, ''En son, eşit işe eşit ücret gibi uygulamalar ve personelle ilgili farklı KHK'lar ile sorun çözülmeye çalışılsa da aslında sorunun çözülmediği, hatta daha da derinleştiği görülmektedir. Maliye Bakanlığı'nda çalışan emekçiler, bu sorunu yaşayan kesimlerden biridir'' denildi.
Gerekçede, ''Maliye çalışanları arasında yaratılan uzman olan-olmayan ayırımı, eski-yeni personel çelişkisi ile istihdam belirsizliği sorununun, çalışanlar açısından büyük bir kaygı ve endişeye yol açtığı'' vurgulandı.
Maliye Bakanlığı ile bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşların, merkez, taşra teşkilatında çalışan ve Görevde Yükselme Sınavı açılmadığı için mağdur edilenlerin de bulunduğunun savunulduğu gerekçede, ''Maliye emekçilerin sorunlarının tespiti, ortaya çıkarılması ve çözümlenmesi amacı ile Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını istiyoruz'' denildi.

http://www.memurlar.biz/haber/maliye-memurlari-dertli-265173.html
07.03.2012
Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı sadece defterdarlıklardan oluşmakta iken, “5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” ile Maliye Bakanlığına bağlı kuruluş olarak Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmuş olup, Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı, Defterdarlıklar ve Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı Vergi Dairesi Başkanlıkları şeklinde iki ayrı kurum haline getirilmiştir. Aynı Kanuna istinaden de “Gelir Uzmanlığı” kadroları ihdas edilmiştir.
Vergi Dairesi Başkanlıkları kurulurken Defterdarlık personeli olup, gelir birimlerinde çalışan personelin tamamı, Defterdarlık Personel Müdürlüğü çalışanlarının ise yaklaşık yarısı resen Vergi Dairesi Başkanlıklarına kadrolu olarak atanmışlardır.
Vergi Dairesi Başkanlıkları personeli ile Defterdarlık personeli, aynı binada, hatta aynı servislerde beraber çalışmakta, aynı işi yapmakta, özlük ve mali haklar yönünden farklı uygulamalara tabi tutulmaktadır. 
Aynı Bakanlık bünyesinde bulunan Gelir İdaresi Başkanlığı, 2006 yılından bu yana 5 defa kurum içi Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı açarak Vergi Dairesi Müdürlüklerinde çalışan 4 yıllık üniversite mezunu personelinin (şef, memur, vhki, güvenlik görevlisi, şoför, hizmetli) tamamına yakınını (15.000 civarında), sadece yazılı sınav yapmak suretiyle uzman yapmıştır. Ancak; Muhasebe, Milli Emlak, Muhakemat ile Personel Müdürlükleri bünyesindeki Defterdarlık çalışanlarının, Gelir İdaresi Başkanlığı, Maliye Bakanlığına bağlı kuruluş olmasına rağmen gelir uzmanlığı özel sınavlarına girmeleri engellenmiştir. 
Ayrıca 2006 yılından bu yana, Muhasebat Genel Müdürlüğü 3 defa Muhasebe Uzmanlığı Özel Sınavı açmış ve toplam da yaklaşık 1000 muhasebe uzmanını, Milli Emlak Genel Müdürlüğü ise 1 defa Milli Emlak Uzmanlığı Özel Sınavı açmış ve toplam da 400 Milli Emlak Uzmanını atamıştır. Ancak, gerek Muhasebe, gerekse Milli Emlak Uzmanlığına atanan personel, yazılı ve sözlü sınav ile sınav sonrası eğitim ve tez aşamalarından geçerek yaklaşık 1 yılı aşan süre sonunda atanabilmişlerdir. 
Maliye Bakanlığı bünyesinde bulunan birimlerden Personel Genel Müdürlüğü ile Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatında çalışan personeline, bugüne kadar Uzmanlık Özel Sınav hakkı tanınmamıştır. Hal böyle olunca da kariyer yapmak isteyen personel, Muhasebat ve Milli Emlak Genel Müdürlüğünce açılan uzmanlık özel sınavlarına girmek zorunda kalmış, sınırlı sayıdaki kadrolar için yapılan uzmanlık özel sınavları yeteri kadar ihtiyacı karşılayamadığından birimlerdeki dengeler bozulmuştur. 
Diğer taraftan, Milli Emlak, Saymanlık, Personel Müdür Yardımcılıkları ile bunların Şeflikleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı kadrosunda bulunan personel için kurum içi görevde yükselme sınavları düzenli olarak açılmamakla beraber sınav açılması durumunda kadronun çok sınırlı sayıda tutulması, gerek Anayasada gerekse 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile tanınan kariyer yapma hakkına sahip Defterdarlık Personelini mağdur etmektedir. 
Bununla birlikte, 26/09/2011 tarihli 659 Sayılı KHK ile Muhasebe ve Milli Emlak Uzmanlarının unvanı, yeni ihdas edilen “Defterdarlık Uzmanı” olarak değiştirilmiş olup, 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında K.H.K.’nin 43. maddesi, 659 Sayılı KHK’nin 17. maddesi ile yeniden düzenlenmiş ve bu düzenleme ile Defterdarlıkta çalışan personelin kurum içinden uzman olabilmesinin yolu kapatılmış ve 659 ve 666 sayılı KHK’lar ile Maliye Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatının şef, memur, VHKİ ve diğer kadrolardaki personel unutularak mağdur edilmiştir. 
Defterdarlık Uzmanlığı ve Defterdarlık Uzman Yardımcılığı kadrolarında görev yapanlar, diğer personel ile aynı servislerde, aynı iş ve işlemleri yaptıkları halde daha fazla maaş almakta iken 666 sayılı KHK ile aradaki maaş farkı daha da katlanmıştır. Bu durum “eşit işe eşit ücret” anlayışına tamamen aykırı olmakla birlikte, çalışanları küstürmüş, çalışma barışını ve motivasyonu ortadan kaldırıp, huzursuzluğu had safhaya çıkarmıştır.
Anayasanın ‘Kanun Önünde Eşitlik’ başlıklı 10. maddesinde; “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”, ‘Çalışma Hakkı ve Ödevi’ başlıklı 49. maddesinde; “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.”, ‘Ücrette Adaletin Sağlanması’ başlıklı 55. maddesinde yer alan; “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” hükümleri uyarınca personel arasındaki ücret adaletsizliğinin giderilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı;
1-Bakanlığımız Personel Genel Müdürlüğünde çalışmaları devam eden Defterdarlık Uzmanlığı Yönetmeliği ile bunun mümkün olmaması halinde kanuni düzenlemeyle yeteri kadar kadro tahsisinin yapılarak, Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında (Milli Emlak, Muhasebe, Personel ve Muhakemat Müd.) çalışanların istisnasız tamamının katılabileceği Defterdarlık Uzmanlığı özel sınavının açılmasını ve oluşan mağduriyetlerin giderilmesini, sınava ilişkin uygulamanın ise Gelir İdaresi Başkanlığının uygulamış olduğu sadece yazılı sınav şeklinde olması,
2- Tüm personelin aynı hayat şartlarına karşı mücadele verdiği, aynı işi yaptığı dikkate alınarak, ücret adaletsizliğinin ve eşitsizliğinin giderilmesi, personel arasındaki ücret farklılığının ortadan kaldırılması hususunda haber ve yayın yapılmasını arz ederim.

http://www.memurlar.biz/haber/maliye-bakanliginin-gorev-tanimlari-macerasinin-sonunu-herkes-merak-etmektedir-264491.html

Maliye Bakanlığının Görev Tanımları Macerasının Sonunu Herkes Merak Etmektedir

Maliye Bakanlığının görev tanımları macerası 2003 yılına kadar uzanmaktadır. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu 10/12/2003 yılında yayımlanmış olup, Kanunla kurumlarda  iç kontrol sisteminin oluşturulması hedeflenmiştir.
 Çok hızlı çalışan Bakanlık Kanun yayınladıktan tam iki yıl sonra 31/12/2005 tarihli mükerrer sayılı resmi gazete ile  İç Kontrola İlişkin Usul ve Esasları yayınlandı. Yine çok hızlı çalışan Maliye Bakanlığı Esasları yayınladıktan yine iki yıl sonra iç kontrol sisteminin kurulması ve işletilmesi için izlenecek olan hususlara dair, tamamen kendi canının istediği şekilde belirlemiş olduğu, temel yönetim kurallarını yayınlamıştır.  Tebliğ de KOS2 No lu “Misyon, Organizasyon Yapısı ve Görevler” standardında, idarelerin misyonu ile birimlerin ve personelin görev tanımlarının yazılı olarak belirlenmesi, personele duyurulması ve idarede uygun bir organizasyon yapısının oluşturulması gerekliliği belirtilmiştir. Aslında hiçbir kanuni dayanağı olmayan ve Bakanlık tarafından emredilen bu husus, şimdiye kadar kamu yönetiminde çok önemli bir eksikliği telafi edebilecekti. Her ne kadar kanuni dayanağı olmazsa da bugüne kadar geçen zaman içinde hiçbir şey olmamasını büyük bir heycanla izledik. Aslında genel anlamda yasal olarak bu yetki Devlet Personel Başkanlığına aittir. Devlet Personel Başkanlığı bu konuda hiçbir şey yapmamasına karşılık kanunen bu konuda bir yetkisi olmayan Maliye Bakanlığının söz konusu hareketine kimse tepkide bulunmadı. Kimse de Tebliğde yazıldığı şekilde bir işlemde bulunmadı.
Bakanlık bu sefer 2003 ten sonraki hızını yavaşlatarak  iki yıl yerine yaklaşık 14 ay sonra 04/02/2009 tarihinde kamu kurum ve kuruluşlarının “Eylem Planları”nı hazırlamalarını öngörmüştür. 
Bütün kamu kurumlarına Eylem Planı nı derhal yapma görevi yükümlülüğünü yükleyen Bakanlık genelgesinden öğrendiğimize göre  kendi merkez birimlerinde görev tanımlarını  eylül 2010 tarihi itibarıyla yapmıştır. Hiçbir yerden bulamadığımız bu görev tanımlarından sonra 01/08/2011 tarihinde görev  tanımlarının taşra birimlerinde de yaygınlaştırılması kararlaştırılmıştır. Bu amaçla Kılavuz hazırlanarak yayınlanmıştır. Hedef olarak nisan 2012 tarihi baz alınmıştır. Nisan 2012 tarihine kadar tamamlanması talep edilen görev tanımı çalışmaları sonucunda hazırlanan her bir Taslağın Bakanlığa gönderilmesi talep  edilmektedir.  Nihai olarak hazırlanacak olan “Görev Tanım Rehberi” Haziran 2012 sonuna kadar tamamlanacağı da aynı Genelde düzenlenmiştir.
Görev tanımlarının yapılması çalışmalarında 
-mevcutta yapılan işler (Yapılması gereken işler yerine sadece yapılan işlerden bahsedilmektedir)
Mevcut işlerin yerine getirilmesinde personelin sahip olması gereken bilgi düzeyi, sorumluluk, nitelik ve yeteneklerine dair bilgi sağlanması,
-İşlerin tam olarak nasıl yerine getirildiğine dair sistematik bilgi sağlanması,
-Görev çakışmalarının tespit edilmesi, 
-Görevlerdeki belirsizliğin ortadan kalkması,
-Etkin performans için gerekli bilgi, beceri ve diğer özelliklerin tespit edilmesi,
-Eğitim eksikliğinden kaynaklı olanların tespit edilerek  gerekli programların düzenlenmesi
Hususlarının önem taşıdığı ifade edilmektedir.
Müsteşar  imzalı  26/12/2011 tarihli ve 2011/5 sayılı Genelgenin sonucu yapılacak olan işleri ve ne kadar başarılı olacağını bütün kamu kurumları merak etmektedir.
http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=5598
Millet Kürsüsü 05.03.2012




http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=5598


MUHASEBAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN SORUNLARI-05.03.2012

Muhasebat Genel Müdürlüğümüz, 178 sayılı KHK’nin 11'inci maddesi ile verilen genel bütçeli kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerinin yürütülmesi görevini, bütün Türkiye genelinde 1.372 muhasebe birimi ile yerine getirmektedir.
Genel Müdürlüğümüzün 2011 yılında yayımlanan Birim Faaliyet Raporuna göre 1372 Muhasebe Biriminde; tecrübeli, özverili, uygulama becerisi yüksek, mevzuatı takip ve yorumu üst düzeyde, disiplin ve liyakat prensiplerini özümsemiş ve öteden beri üstlendiği sorumluluk ve görevinin taşıdığı malî risk unsurlarıyla maliyeci kimliğine sahip 1022 Muhasebe Şefi, 2892 V. H. K. İ. 3047 Muhasebe Memuru  ve 1463 Veznedar kadrolarında toplam 8479 personel bulunmaktadır. Bu 8479 personel, Genel Müdürlüğümüz merkez ve taşra teşkilâtında, hiyerarşik yapı içerisinde en alt kademede yani işin mutfağında yer almaktadır. Bizlerin son zamanlarda uygulanan politikalar ve yapılan düzenlemelerden kaynaklanan sorunlar aşağıda ana başlıklar halinde çıkarılmıştır.
UZMANLIK SORUNU (EN ÖNEMLİ OLANI):
19 Temmuz 2001 tarihinde yapılan düzenleme ile Genel Müdürlüğümüzün merkez ve taşrada teşkilâtında uzman kadroları ihdas edilmiş, 03.05.2006 yılında yapılan düzenleme ile de sınava giriş sayısı sınırlaması ile Bakanlık personelinin de uzman olabilmesi sağlanmıştır. Yapılan bu düzenlemeler ile Maliye Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Atama Yönetmeliğinde tanımlı hiyerarşik unvanları ile yıllardır aynı görev ve sorumluluklar ile aynı işler yürütülmekte iken, iş ve işlemlere ilişkin görev, sorumluluk ve yapılan iş değişmemiş, sadece aynı işlerin yeni kadrolarla da yürütülmesine devam edilmiştir.
Muhasebat Genel Müdürlüğümüz 2006-2011 yılları arasında 3 defa Özel Uzmanlık Sınavı açılmıştır. 750 kadro için açılan ilk sınavda müracaat eden yaklaşık 1400 kişiden 650’si (yüzde 20),500 kadro için açılan ikinci sınavda müracaat eden yaklaşık 2200 kişiden 220’si (yüzde 10), 400 kadro için açılan üçüncü sınavda müracaat eden yaklaşık 2400 kişiden 221’si (yüzde 10) başarılı olmuş ve sözlü sınavların ardından muhasebe uzmanı olarak atanmışlardır.
Muhasebe Uzmanı Unvanına sahip olan personel görevi gereği denetim yapmadığı halde denetim tazminatı dahil yüzde 150 Özel Hizmet tazminatı almakta, hal böyle olunca da Muhasebe Uzmanı ile Muhasebe Şefi arasında yüzde 90, Muhasebe Memuru ve V. H. K. İ. ile de yüzde 101 oranında özel hizmet tazminatı farkı bulunmaktadır. Muhasebe Uzmanlığı unvanını alarak, daha fazla ücret karşılığında aynı görev ve sorumluluklar ile aynı işleri yürütmek isteyen personeller için özel uzmanlık sınavı adeta günün ekonomik şartları altında ezilmemek için bir çıkış kapısı olmuştur. Ancak her defasında atama yapılacak kadro sayısının sınırlı tutulması, uygulanan sınav politikaları ile Muhasebe Uzmanlığı kadroları ulaşılması güç hale getirilmiştir.
Her defasında atama yapılacak kadro sayısının sınırlı tutulması, uygulanan sınav politikaları nedenleri ile Muhasebe Uzmanlığı kadroları ulaşılması güç hale getirilmesi, uzman olamayan personeller ile uzman olan personeller, farklı unvanlarda, farklı ücretlerle yan yana masalarda aynı işi yapmaları, ikisi arasında sadece unvan ve derin bir ücret farkı olması sebebiyle Genel Müdürlüğümüzde, çalışma barışının kaybedildiği, uzmanlarla aynı iş ve işlemleri yaptığı halde; sahip oldukları unvanların önemsenmediğini, yaptıkları işin değerinin verilmediğini düşünen, çalışanlar arasındaki UZMAN OLAN/UZMAN OLMAYAN ayrımı nedeniyle ücret adaletsizliğine katlanan Muhasebe Şefleri, Muhasebe Memurları, V. H. K. İşletmeleri motivasyonunu ve kurumsal aidiyetini kaybetme noktasına geldiği, bu durumun en kısa zamanda düzeltilmesi gerekir derken; 26/09/2011 tarihli 659 Sayılı KHK ile Bakanlık Personellerinin özel uzmanlık sınavı ile Muhasebe Uzmanı olabilmesinin yolu kapatılmıştır.
Yapılan bu düzenleme ile Genel Müdürlüğümüz, personelinin kurum içi uzmanlık sınavı konusunda yaşadığı sorunlar için çözüm üretmek yerine çözümsüzlüğü tercih etmiş, çalışanını hem kariyer açısından hem de uzman olması halinde elde edeceği ücret açısından, mağdur etmekle kalmamış vicdanları da kanatmıştır.
Ayrıca Görev ve sorumluluklarla ilgili benzer kadro ve görevlerde bulunan personel arasındaki ücret dengesini sağlamak amacıyla düzenlenen 02.11.2011 tarih ve 28103 Sayılı Mükerrer Resmî gazetede yayınlanan 666 Sayılı K. H. K’da Şef ve Memur ünvanlı kadrolarda çalışanlar unutularak mağdur edilmiştir. Son olarak Muhasebat Genel Müdürlüğünün 30.12.2011 tarihli Muhasebe Birimleri Görev Tanımları ile ilgili yayımlanan Klavuzda yapılan Görev Tanımlarına göre; aynı birimde görev yapan müdür, müdür yardımcısı, uzman ve şefler arasındaki görev tanımında bir değişiklik olmamıştır. Eğer Muhasebat Genel Müdürlüğünün iş ve işlemlerinin uzmanlar tarafından yürütüldüğü düşünülüyorsa, biz de uzmanlarla ayrı unvanlarda ancak aynı iş ve işlemleri gerçekleştirdiğimizden biz uzman olmayanlara uzman olma imkânı verilmesi için 178 Sayılı K. H. K.'da yeni düzenleme yapılmasını istiyoruz.
Aynı Bakanlık bünyesinde bulunan Gelir İdaresi Başkanlığı, 2006 yılından bu yana 6 defa kurum içi Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı açarak 4 yıllık üniversite mezunu personelinden Şef, Memur, VHKİ, Güvenlik Görevlisi, Şoför, Yardımcı Hizmetler sınıfı kadrolarında bulunan tamamına yakınını (17.000 civarında), sadece yazılı sınav yapmak suretiyle uzman olması imkânı vermiştir. Bakanlığımız nezdinde, Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarının öz evlât, gider birimleri çalışanlarının ise üvey evlât muamelesi görmesi çok üzücüdür. Muhasebat Genel Müdürlüğü çalışanları olarak aynı bakanlık içerisindeki farklı uygulamalara son verilmesini, en azından gelirde çalışan personellere verilen değer ve hakların bizlere de tanınmasını istiyoruz.

KARİYER SORUNU:
Boş kadrolar olmasına rağmen taşra kadroları için 2004 yılı, merkez kadroları için ise 2007 yılından bu yana Şeflik unvanı, 2010 yılından bu yana Saymanlık Müdür Yardımcılığı unvanı için görevde yükselme sınavı açılmamıştır. Özel uzmanlık sınavı konusunda yapılan son düzenleme ile de Muhasebat Genel Müdürlüğü taşra ve merkezde görev yapan Şef, V. H. K. İ. ve Veznedar kadrolarında bulunan toplam 8479 personel, Şeflik veya Saymanlık Müdür Yardımcılığı sınavı açılmadığından, kariyer yapma açısından mağdur edilmektedir.
Maliye Bakanlığımız tarihten gelen köklü geçmişiyle, kendine has prensip yapısı ve etik anlayışıyla ayrıcalıklı bir bakanlık olduğu her kesim kabul edilen bir Bakanlıktır. Ancak 178 Sayılı KHK'da yapılan son düzenlemelerle, tecrübeli, özverili, uygulama becerisi yüksek, mevzuatı takip ve yorumu üst düzeyde, disiplin ve liyakat prensiplerini özümsemiş ve öteden beri üstlendiği sorumluluk ve görevinin taşıdığı malî risk unsurlarıyla maliyeci kimliğine sahip personelleri için ileriye dönük olarak plan ve programının ne olduğu bizler tarafından anlaşılamamaktadır. Bakanlığa yeni atanmış, hatta asaleti tasdik olmamış, ya da henüz birkaç yıllık hizmeti olan ve kariyer yapmak isteyen binlerce genç personeli bulunmaktadır. Bu personel yıllardır izlenen görevde yükselme politikaları ve kurum içi uzmanlık uygulamasında personel açısından yaşanan sorunların çözümü konusunda düzenleme yapılmasını beklerken sınavın iptal edilmesi ile karşı karşıya gelmiş, kariyer umutlarını kaybetmişlerdir.

MALÎ HİZMET SINIFI TESİS EDİLMESİ:
Genel İdare Hizmetleri hizmet sınıfında bulunan Maliye Bakanlığı çalışanları, yürütülen görevin ve üstlenilen sorumluluğun özellik ve nitelikleri göz önüne alındığında; yapılan işin MALÎ nitelikte bir iş olması, gerçekleştirilen iş ve işlemlerin Sayıştay Kanununa tabi olması ve yapılacak bir hata nedeniyle TAZMİN ile karşı karşıya gelme durumundan dolayı MALÎ RİSK taşımaktayız.
İşlevlerindeki benzerliğe rağmen Maliye Bakanlığı çalışanları diğer kamu görevlilerine nazaran daha geniş bir alanda kamu hizmeti vermektedirler. Görev tanımlarımızda yazılı iş ve işlemleri gerçekleştirirken bilmemiz gereken 13 kanun ve bunlara ilişkin ikincil mevzuatın yanında, hizmet verdiğimiz Genel Bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin, özlük hakları açısından bağlı oldukları kanunlar, iş ve işlemlerinden malî mevzuatı ilgilendiren kanunlar ile ikincil mevzuatını da bilmek durumundayız. Görevimiz gereği bu kadar mevzuat bilmek ve uygulamak zorunluluğumuz bulunmakta iken, diğer kamu görevlilerinin bu kadar kanun bilmek ve uygulamak zorunlulukları bulunmamaktadır.
Bu nedenlerden dolayı 657 Sayılı Yasada yapılacak bir düzenleme ile Hizmet Sınıfları arasına MALÎ HİZMET SINIFI tesis edilerek Malî Kontrol ve Muhasebe Hizmetlerini ve kamunun malî nitelikteki iş ve işlemlerini yürüten personeli içine alacak “Malî Hizmetler Sınıfı” ihdas edilmesi, yapılacak düzenlemelerde görevin önem ve sorumluluğu dikkate alınarak malî hakların belirlenmesini istiyoruz.

Cesur ASİLTÜRK

YORUMLARI OKUMAK  İÇİN TIKLAYINIZ

http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=5598



http://www.sentezhaber.com/ekonomi/maliye-teskilt-kanunu-ile-sikintilari-gidermeli-h72490.html

Maliye, Teşkilât Kanunu ile sıkıntıları gidermeli

Bu günkü yazımızda kısaca iki konuya temas ettikten sonra son bölümde önceki iki yazımıza sizden gelen yorumların bir kısmına (ki yüzün üzerinde yorum vardır) yer vermeye çalışacağım. 26.02.2012

A.Fuat ZİMMETOĞLU


MALİYE TEŞKİLÂT KANUNU
Maliye Bakanlığı Teşkilâtı bugüne kadar 17.06.1982 tarih ve 2680 sayılı Yetki Kanununa dayanılarak 13.12.1983 tarihinde kabul edilen ve 14.12.1983 tarih ve 18251 (Mük.) sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile yürütülmektedir. Yirmisekiz yıldır yürürlükte olan bu 178 sayılı KHK ye şimdi baktığımızda otuzun üzerinde “mülga”, kırkın üzerinde “Anayasa Mahkemesince İptal” ve yine kırkın üzerinde “değişik” ibareli madde ve hükümleriyle kırk yamalı bohça gibi önümüzde durmaktadır. Özellikle de iyi niyetle yapıldığını düşündüğümüz son düzenlemelerle liyakat, kariyer ve hiyerarşik yapı tamamen göz ardı edilip bir kesim beklentilerini elde ederken büyük bir kesimde hayal kırıklığına uğratılarak Maliye Teşkilâtı içinden çıkılmaz bir hale sokulmuştur. Tarihinde ilk defa bütün Maliye Çalışanları sırasıyla Bakanlık önünde basın bildirileriyle sıkıntılarını dile getirerek eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Yürürlükteki bu Kararname Maliye Teşkilâtına dar gelmenin de ötesinde hiç uymamaktadır. Devletimizin en köklü kurumlarından biri olan Maliye’nin kendine yakışan “Teşkilat Kanunu”nu mevcut sıkıntıları giderecek şekilde çalışanlarının da görüş ve önerileri dikkate alınarak bir an önce çıkarması zorunluluk haline gelmiştir.


MALÎ HİZMETLER SINIFI
İşe alınması, yetiştirilmesi, eğitilmesi, görevde yükselmesinde gösterilen hassasiyet ve çalışmalarındaki yüksek verimlilikle Maliyenin her biriminin her kademesindeki Çalışanları geçirdikleri bu süreçte Maliyeciliği bir kariyer meslek haline getirmişlerdir. Maliyede bir Defterdar, Vergi D. Bşk., Deft. Yrd., Müdür (Muhasebe, Saymanlık, Millî Emlak, Vergi, Personel ve Malmüdürü), Müd.Yrd., Denetmen, Uzman ve Şef açıktan atamayla gelmez. Önlerinde geçmeleri gereken belli bir süreç vardır. Bu süreç ise,  her kademedeki personeli okuma, kendini yenileme ve yetiştirmede bir kamçı vazifesi görmektedir. Bu da İdarenin kalitesini yükseltmektedir. Onun içindir ki bir ilde ve bir ilçede her zaman Maliyeciler Valinin, Kaymakamın başdanışmanı gibi olmuşlardır. Bu süreç zedelenirse (ki son yapılan bazı düzenlemelerle bütün Maliye birim Müdür ve Md. Yrd.ları ile Muhasebe ve Millî Emlak Denetmenleri ve Şefler kendi eşitlerinin çok altına itildiler) çalışma barışı bozulur, bütün ümitler yıkılır, kalite ve verimlilik düşer. Bu sebeple teşkilât kanunuyla birlikte “Malî Hizmetler Sınıfının“da ihdas edilmesi ve hiyerarşik yapı içerisinde bütün dengelerin sağlanması vazgeçilmez bir ihtiyaç halini almıştır.
SİZDEN GELENLER

Gelir uzmanı 
Öncelikle Yeni Asya Gazetesine Maliye Çalışanlarının sıkıntılarını sayfalarına taşıdığı için ve Sayın Yazarına da bu konuyu gündemine aldığı için çok teşekkür ederiz. Koskoca Maliye Bakanlığının hâlâ bir teşkilât yasası bile yok. Hâlâ 178 Sayılı KHK ile idare ediyoruz. Bütün kademelerdeki arkadaşların mağduriyeti vardır. Kesin çözüm “Malî Hizmetler Sınıfının” bir an önce ihdas edilerek herkes lâyık olduğu yere gelmelidir. 
malibu 
Değerli yazar; A. Fuat ZİMMETOĞLU’nun kalemine ve yüreğine sağlık diyorum. Dışarıdan bir kişinin görebildiği bu kadar sorunlar varken siyasîlerin ve bürokratların bunlardan çok daha fazlasını görmesini temenni ediyor, sendikaları da biraz çalışmaya dâvet ediyorum. Saygılarımla.


Hüseyin                                                          
Helâl olsun doğru söze daha ne denilebilir, tek liyakatli kurum maliye kalmıştı, bu son düzenlemelerle ne liyakat kaldı ne de kariyer... Umarım bu yanlış bir gün düzelir, yoksa huzursuz bir Defterdarlık çalışma ortamında kişiler nasıl çalışacak acaba?


Serpil  
Sorun sadece derneği olan unvanların değil, derneği olmayan Muhasebe Emekçilerinin (Muhasebe Şefi ve memurları) da sorunudur.

Okan Müderrisoğlu
Mağdurlar, direnişçiler ve gerçekler
Bazı dostlar diyor ki, "Yığınla sıcak gündem maddesi varken neden şu memur işine taktın?"
Öyle ya "Faiz lobisinin şanlı direnişi, kurda bozulan oyunlar, BDDK'ya gelen banka satın alma başvuruları, cari açığı azaltma önlemleri, yeni teşvik paketi, AB'deki mali reform..."Aslında bunlar, benim iyi bildiğim ve Ankara'da takip ettiğim başlıklar. Lakin sağ olsun bizim ekonomi servisi bu gündemi yakaladı ve peşini bırakmıyor. Bu vesile ile ben de yıllardır üstü örtülen bir başka konunun önemini anlatmaya çalışıyorum:
"Kamu Personel Rejimi!"
Peşinen söyleyeyim, "çözümün parçası" olma adına yazıyorum. Ardı ardına değindiğim sorunlar üzerine hâlâ elektronik posta yağmuru da devam ediyor. Bu noktada bazı yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak ve ek tespitlerimi paylaşmak istiyorum:
1- Gerek unvan gerekse özlük hakları yönüyle ele aldığım örnekler sadece Maliye Bakanlığı ile sınırlı değil. Maliye, benim hâkim olduğum ve sevdiğim bir alan. Haliyle oradaki dinamikleri de yansıttım. Fakat asıl amacım, kamu ücret rejimini sadeleştirme ve unvanları denkleştirme iddiasıyla yapılan düzenlemelerdeki olumlu yönleri sunup, eksiklikleri ortaya çıkarmaktı. Bu çaba, bürokraside karşılık buldu.
2- Benim kaleme aldığım problemler üzerinden, teşekkür edip peşi sıra, "Direneceğiz. Kazanacağız" diyen memur arkadaşlara gelince... Ben, meselenin kurumsal hesaplaşma tarafında yokum, olamam da. Yani, hakkaniyete uymayan yönleri dile getirmek ayrı, direnişçi arkadaşların kendi yürüyüşleri ayrı.
***

Yeni oluşturulan ücret sisteminin (666 KHK ile) ayrıntılarına gelince...
1- Önceleri bir iki kurumla başlayıp, sonra neredeyse bütün teşkilat yasalarına yansıyan muhtelif ek ödemelere neşter vurulması, maaş hesaplamasında karmaşaya son verilmesi yerinde bir adım.
2- Ancak, yeni sistemde kıdem aylığı artan personelin sosyal güvenlik kesintisi de artacağından maaşlarının düşeceği göz ardı edilmemeli.
3- Yeni maaş modelinde, gelir vergisine tabi tutar daha yüksek tutulduğu için vergi dilimlerinin çabuk değişeceği ve yılın ilk çeyreğinden itibaren maaşlarda düşüş olacağı da unutulmamalı.
***

Hemen belirtelim, maaşı veya işi beğenmeme hastalığı hemen her kurumda görülüyor. Ama bu hastalık, adaletsizliği dile getirmeye engel değil. "Eşit işe eşit ücret", "Eşit unvana eşit ücret" sloganları, beklenen faydayı sağlamadı. Kimse kimseyi kandırmasın bu ülkede maaş kararı veren, siyasetçiyi yönlendiren bürokratların bordrolarıyla ile gerçek gelirleri arasında kat be kat fark var. Esasen kilit personel için özellikli maaş koşulları olması doğru. Ama bunun gizli kapaklı sürmesi manasız. Örneğin, hazinede müsteşar yardımcılığı yapan, konjonktürü yakalamış bir bürokrat, aynı zamanda Ziraat Bankası'nda, Telekom'da, Diyanet Vakfı'nda, orada burada... Sizce, 5-6 bin lira mı kazanıyor? Hayır. Allah rızası için biri çıkıp bana kamuda kimin eline ne geçiyor, söylesin. Bürokraside bu bilgiye her yönüyle sahip bir isim tanımıyorum ben.
***

Sözün özü... Kamu adına yetki kullananlar, her iki cihanda da en fazla hesap vermesi gerekenlerdir. Ya vaziyeti idare eder ya da yönetirsiniz. İlgilenenler için bir kitap önereyim. "Lider Öyle Olunmaz Böyle Olunur- Sevinç Engin." Siyasetten iş dünyasına, sanattan spora, üniversiteden medyaya kadar geniş kapsamlı derslerle dolu.


http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=5197

Maliyede neler oluyor (2) Ali Fuat ZİMMETOĞLU

14 Ocak 2012 tarihli “Maliyede Neler Oluyor?” başlıklı yazımız bir hayli ilgiye medar oldu. Yazı gazetemiz internet ortamında binlerce kişi tarafından okunarak onlarca yorum yapıldı. Hal böyle olunca bu konuda birkaç yazı daha yazma ihtiyacı hâsıl oldu. Yapılan yorumların hepsini dikkatle okudum. Yorum yapan gazetemiz okurlarına ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Bu günkü yazımızda yorumlarda ortaya çıkan bazı hususlara ve bir önceki yazıda eksik kalan birkaç konuya bundan sonra yetkililer tarafından yapılacak düzenlemelere bir ışık tutma babında kısa maddeler halinde temas edeceğiz.
•  Öncelikle Maliye Uzmanı olan Devlet Muhasebe Uzmanlarını, Vergi Müfettişi olan Vergi Denetmenlerini, Defterdarlık Uzmanı olan Muhasebe ve Millî Emlak Uzmanlarını ve Gelir İdaresi Taşra Teşkilâtı Gelir Uzmanlarını haklı mücadelelerinde elde ettikleri kazanımları tebrike şayan bir durum. Bir önceki yazımızda Maliye taşra teşkilâtı idarecilerinin sıkıntılarından bahsederken yukarıdaki unvanları bahsetmemizin sebebi bu unvanlara haklı olarak verilen malî ve sosyal hakların bir ayırıma tabi tutulmadan ve kurum içi çalışma barışı bozulmadan diğer çalışanlara da verilmesidir. 
•  Maliye Bakanlığında bugüne kadar uygulamaya sokulan ve başarıyla uygulanan birçok proje bulunmaktadır. Bunlardan SAYOTO (Saymanlık Otomasyon Projesi), MEOP (Millî Emlak Otomasyon Projesi), PEROP (Personel Otomasyon Projesi), VEDOP (Vergi Dairesi Otomasyon Projesi), Say2000i (Saymanlık Otomasyon Projesi), TDMS (Tek Düze Muhasebe Sistemi), KBS (Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemi), SGB (Strateji Geliştirme Başkanlığı Harcama Yönetimi Sistemi), GÜMKART (Gümrük Saymanlıklarında Uygulanan Otomatik Ödeme Sistemi), 2-B Orman Arazileri v.s projelerinin birçoğu başarıyla uygulamaya devam etmekte ve basından da takip edebildiğimiz kadarıyla ödüller almaktadır. Ödüller alan bu projelerin başındakiler terfi ettirilerek ödüllendirilirken ki haklarıdır, bu işin mutfağında çalışan, ter döken, Maliyenin Taşra Teşkilâtı çalışanlarının (Memurundan Şefine, Denetmenine ve Müdüründen Deft. Yrd.'na kadar) “BEN DEĞİL BİZ YAPTIK” felsefesi unutularak son yapılan 665 ve 666 sayılı KHK'larla adeta unutularak malî haklarında bir iyileştirme yapılmaması üzerinde çokça düşünülmesi gereken manidar bir nokta. Ayrıca Maliye Bakanlığının sırada uygulamaya koyacağı DMİS (Döner Sermaye Malî Yönetim Sistemi) ve KEÖS (Kamu Elektronik Ödeme Sistemi ) projeleri bulunmaktadır. 
•  Daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi çok iyi niyetle yapıldığını düşündüğümüz kamuoyunda “Eşit işe eşit ücret” diye adlandırılan düzenlemede birçok kurumda çalışanların durumları iyileştirilirken yetmiş bine yakın çalışanı olan Maliye Personeline iyileştirme yapılmadığı gibi almakta oldukları maliye tazminatı, 2012 sonu itibariyle fazla mesai ücretleri, Döner Sermaye Saymanlıklarında çalışan personelin döner sermaye ücretleri ve Gümrük Saymanlıklarında çalışan personelin fazla çalışma ücretleri kaldırılarak mağdur edilmişlerdir. Bana gelen bilgilerden birinde son düzenlemelerden sonra bir ilçede, müdürler içinde en düşük maaşı Malmüdürünün aldığıdır.
•  Kısaca gelen yorumlardan Maliye teşkilâtı içindeki bütün Memurların, bütün Şeflerin, Muhasebe ve Millî Emlak Denetmenlerinin, Müdür Yardımcısı, Müdür ve Defterdar Yardımcılarının bir hayli sıkıntılı oldukları aşikârdır. Maliye Taşra Teşkilâtı Uzmanlarının da taşra merkez ayırımından dolayı rahatsız oldukları bilinmektedir. Maliyedeki Şeflere kısaca değinecek olursak, başka kurumlardaki birçok müdürlüğe eşit ve onlardan fazla personel ve sorumluluğa sahip servisleri yöneten, mevzuat ve bilgi birikimi çok iyi olan ve Maliye Teşkilâtına büyük emek veren bu kadroların da çok ihmal edildiği apaçıktır.
Maliye Teşkilâtı ile ilgili yazılacak çok şey olmakla beraber sonuç olarak mevcut sıkıntıların giderilmesi açısından temennimiz 2012 yanödeme kararnamesinde iç barışı ve huzuru tekrar zedelemeyecek hakkaniyetli bir düzenlemenin yapılmasıyla mevcut sıkıntıların bir nebze olsun giderilmesi ve daha sonra Maliye Teşkilâtı için artık bir zorunluluk haline gelen “MALÎ HİZMETLER SINIFININ” bir an önce ihdas edilerek kalıcı bir çözümün sağlanması beklentilerin tamamını karşılayacaktır.
04.02.2012

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/muderrisoglu/2012/01/16/devlet-degismeli-memur-donusmeli
Okan Müderrisoğlu

DEVLET DEĞİŞMELİ MEMUR DÖNÜŞMELİ
İşte, "çağdaş devlet anlayışı" budur. Odasına kapanıp kalmaz. Masa başına takılmaz. Verdiği karara âşık olmaz. Memurunu itip kakmaz, her birini önemser, yaptığı işin değerini verir. Çok daha önemlisi, "örgütlü topluma" burun kıvırmaz. Muhatap alır. Sabırla dinler. Yapılması gerekeni görür. Çözüm üretir...
Türk kamu yönetiminin en güzide kurumlarının başında gelen Maliye Bakanlığı düne kadar hem kendi personeline hem de memurları bir araya getiren çatı örgütlerine şaşı bakardı. Durup dururken sorun çıkardıkları hissine kapılır, kapıları açmaz, sesleri duymazdı. Oysa bugün... Küçük de olsa adımlar atılıyor. Bundan 15 sene önce akla bile gelmeyecek görüşmeler gerçekleşiyor. Bakan, müsteşar, genel müdür... Mesai arkadaşlarına kulak veriyor.
***

Bir süredir bu köşeden Maliye'nin bünyesel sıkıntılarına değiniyorum. 20 yılı aşkın süredir yakından izlediğim bürokrasinin nabzını tutuyorum. Sessiz yığınların sesi olmaya çalışıyorum. Doğrusu, "şimdilik söz aşamasında" kalsa da olumlu gelişmeleri görünce, gelecek on yıllar için umutlanıyorum. Düşünsenize... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müsteşar Naci Ağbal ve Bütçe Genel Müdürü İlhan Hatipoğlu masanın bir yanında oturuyor. Yanlarında, "Muhasebe Denetmenleri, Muhasebat Kontrolörleri, Milli Emlak Denetmenleri, Milli Emlak Kontrolörleri, Gelir Uzmanları, Saymanlar, Milli Emlak Uzmanları, Muhasebe Uzmanları, Vergi Dairesi Müdürleri ve Mali Hizmetler Uzmanlarını" temsil eden dernek başkanları oturuyor.
***

Devlet... "Gelenektir. Kuraldır. Ritüeldir. Statüdür." Bu taşıyıcı ayaklar zayıfladı mı, devlet de zayıflar. Var olan zayıflıklar ise iyice dışa vurur. İşte o zaman, memuriyet kalıpları içinde adaletsizliğe katlanan binlerce kamu görevlisi motivasyonunu ve kurumsal aidiyetini yitirir. Yılların birikimi ile oluşmuş iş yapma biçimleri kolay onarılamaz biçimde bozulur. Nitekim Maliye Bakanlığı'nda Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yapılan düzenlemelerin bazıları, sadece moral bozmakla kalmadı, vicdanları da kanattı. Aynı şekilde "eşit işe eşit ücret"iddiasıyla hazırlanan çok sayıda KHK de denge tesis edeceğim derken farklı bakanlıklarda ve farklı unva nlarda"dengesizlikleri"beraberinde getirdi.
***

Şimdi durup düşünme zamanı. Onlarca KHK, bir gecede yayımlandı. Ama umulmadık aksaklıklar da yarattı. Bunların, ikincil mevzuatla düzeltilebilecek olanları hemen ele alınmalı. Maliye'den bunun öncü sinyalleri alınıyor. En azından yönetmelikle yapılabilecek düzeltmelerin yapılması, yapısal müdahale gerektirenler için bir çerçeve yasa tasarısı hayırlı olacak. Zira "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesine sahip çıkan bir siyasi iktidarın, insanlara hizmet eden "memurunu da yaşatması" beklenir. Bu bazen maaştır, bazen kadro.


MALİYE ÇALIŞANLARININ SORUNLARI ULUSAL BASINDA YER ALDI.

İlgili haberin detaylarına erişim için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=5598




http://www.memurlar.net/haber/215226/

Ücretleri de kapsayacak şekilde yeni 'torba yasa' hazırlığı var
16 Ocak 2012
Ekonomiye yeni ‘Torba Yasa’
Vergi ve prim alacaklarına ödeme kolaylığı getiren torba yasa, ekonomi yönetiminin yeni modeli oldu. Maliye Bakanlığı ve Hazine yetkilileri, torba yasanın birçok alandaki düzenlemenin aynı anda çıkmasını sağladığını, bu nedenle ikinci torba yasanın hazırlandığını belirttiler. İki kurum, ne tür düzenlemelerin yapılacağı üzerinde çalışıyor. Yeni torba yasada, ikinci eşit işe eşit ücret düzenlemesi, teşvik paketi, sosyal güvenlik alanındaki düzenlemelerin yer alması bekleniyor.
Hüseyin Özay
Star Gazetesi



http://www.yeniasya.com.tr/gorus_yazi_detay2.asp?id=4910

Yazıya yukarıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

14.01.2012 tarihli  Sayın A.Fuat ZİMMETOĞLU'nun yazısı

Ayrıca bu basın açıklamasına, Bakanlığın diğer birim müdürlerinin (Millî Emlak ve Personel Müdür ve Yardımcıları) aktif bir şekilde katılımı dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşanıyordu. Maliye’nin taşra teşkilâtı idarecileri Bakanlığa yürümüştü. Sıkıntılar ortak olduğu için burada sadece, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtı idarecileri olan Muhasebe Müdürleri, Malmüdürleri, Saymanlık Müdürleri ve bunların yardımcılarına değineceğiz.

Maliye Bakanlığının; tarihten gelen köklü geçmişiyle, kendine has prensip yapısı ve etik anlayışıyla ayrıcalıklı bir bakanlık olduğunu taraflı tarafsız her kesim peşinen kabul etmektedir. Maliye Bakanlığı lehine pozitif fark doğuran sebeplerin başında ise personel potansiyeli ön plana çıkmaktadır. Tecrübeli, özverili, uygulama becerisi yüksek, mevzuatı takip ve yorumu üst düzeyde, disiplin ve liyakat prensiplerini özümsemiş ve öteden beri üstlendiği sorumluluk ve görevinin taşıdığı malî risk unsurlarıyla maliyeci kimliği özel bir anlam kazanmakta ve bu kimlik kamuda imtiyaz sahibi olmaktadır. Bunlar bu kimliğiyle mesleğe başladığından beri yılmadan çalışmış, her kademede yazılı ve sözlü sınavlara tabi tutularak, eğitimi ve tez çalışmalarından geçmek suretiyle yetiştirilmiş ve sadece teoride değil pratikte de uzmanlaşmış sertifikası bulunan Muhasebe Müdürü, Malmüdürü, Saymanlık Müdür ve Müdür Yardımcılarıdır.
Devletin her türlü gelirlerini toplar, giderlerini hak sahiplerine öder ve bütün malî işlemlerinin kayıtlarını doğru olarak tutar, hazine mallarını idare eder, hazine dâvâlarını takip eder, ekonomik göstergelerin oluşması için gerekli malî raporları hazırlar ve yaptığı işlere ait yönetim dönemi hesabını çıkararak Sayıştay ve diğer denetim organlarına hesap verirler. Ülkemizin 81 il ve 832 ilçesinde 1354 Muhasebe biriminde görev yaparlar. Malmüdürünün bir İlçede 37 farklı görevi bulunmaktadır. Yaklaşık bin 400 Muhasebe Müdürü, Malmüdürü, Saymanlık Müdürü ve Saymanlık Müdür Yardımcısı olarak taşrada Maliye Bakanlığını temsil ederler. 
Son yıllarda Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Sisteminde yaşanan “yeniden yapılanma” sürecinde yeni sistemin temel taşı olarak kabul edilen 5018 sayılı Kanun kapsamında harcama birimlerinin; karar alma, sorumluluk ve kontrol süreçleri açısından görev ve yetkileri yeniden düzenlenmiştir. Bunun sonucu malî ve ekonomik alanda meslekî bilgisi ve uzmanlığı olmayan kamu görevlilerinin malî işlemlerden sorumlu ve yetkili oldukları bir durum ortaya çıkmıştır. 5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği döneme kadar bugünkü adıyla genel yönetim kapsamındaki idarelerin harcama öncesi malî kontrol ve muhasebe hizmetlerini en iyi şekilde yapan bu kadroların sadece bir muhasebe kaydı yapmakla karşı karşıya bırakılacak olması, alınan eğitim ve bilgi birikiminin çöpe atılması gibi bir sonuç doğurmaktadır. Önce yetkisizleştirilen daha sonrada etkisiz hale getirilen Saymanların yaptığı işleri denetlemeden ve incelemeden muhasebe kaydını tutması ne kadar doğrudur. Bunca emekle yetiştirilmiş kamu görevlilerinin sadece kayıt servisinde idareci olarak görev yapması ve harcama birimlerince gönderilen her türlü harcama belgesini malî kontrole tabi tutmadan sanki bir formaliteyi tamamlamak ve imzalamak için mi yetiştirildiler? Gelinen noktada gerekli malî denetimin yeterince yapılamadığı taraflı tarafsız her kesimce görülmektedir. Bu denetimsiz bir yönetim anlayışını doğurmaktadır.
Yapılan düzenlemeler ve gündemdeki tartışmalardan muhasebe birimlerinin Maliye Bakanlığı bünyesinden çıkartılarak harcama birimleri içerisine alınacağı anlaşılmaktadır. Acaba, 5018 sayılı Kanundaki iki yetkiliden biri olan Muhasebe Yetkilisi yok edilmek mi isteniliyor? O zaman niçin yüzlerce insanı birçok eğitim ve sınavdan geçirerek Muhasebe Yetkilisi Sertifikası verildi? Kamu harcamalarının yapılmasında otokontrol vazifesini yürüten muhasebe yetkililerinin harcama birimi emrine verilmesi malî disiplinden uzaklaşacak bir durum oluşturur. Bu hükümetin amaçladığı istikrarlı bir ekonomi politikasına ve malî disiplinin sağlanması ilkesine de aykırılık teşkil edecektir.
Bu sebeple özel bir uzmanlık gerektiren malî kontrol ve muhasebe hizmetlerini, öteden beri kamu kaynağı kullanılarak eğitim ve çeşitli yöntemlerle yetiştirilmiş, gerekli bilgi ve beceri ile donatılmış Maliye Personeli tarafından yerine getirilmesi daha doğru olacaktır. Ayrıca bütün kamunun malî nitelikteki işlerini alanında uzmanlaşmış personeli içine alacak Malî Hizmetler Sınıfını oluşturulması önem arz etmektedir. Muhasebe Yetkilisi adı da “Devlet Muhasebe Yetkilisi” olarak değiştirilerek kadro unvanı olmalıdır.
   Zor şartlarda çalışan bu kadrolar emeklerinin karşılığını layığı ile alamadılar. Yıllardır kamudaki çarpık, adaletsiz ve yapılan işin önem ve sorumluluğuna uygun olmayan ücret sisteminin düzeltilmesini beklediler. Buna karşılık yeni ihdas edilen bazı kadrolar ise ön plana çıkarılarak özlük hakları yönünden dengeler alt üst edildi. Şöyle ki; nitelik olarak görev, pozisyon, çalışma esas ve usullerinde önemli bir değişiklik olmadan üstelik Saymanlık Müdür ve Yardımcısı konumundaki bir görevlinin karşı karşıya olduğu mânâda bir malî ve cezaî sorumluluklarla karşılaşmadan ve bunun yanı sıra herhangi bir zorunlu yer değiştirmeye de tabi tutulmadan görev yapacak olan, ama buna karşılık çok daha iyi özlük imkânlarına sahip bulunan ve bu durum daha da geliştirilmeye çalışılan kadro ve unvanlar ortaya çıkarılmıştır. Meselâ Saymanların maiyetinde çalışan Uzmanlar üstlerinden daha fazla özlük haklarına sahip olmuşlardır. Ek göstergesi 2200 olan ve Müdür olabilmesi için yazılı, sözlü sınav ve eğitimden geçmesi mevzuat ile öngörülen Vergi Denetmenlerine bir çırpıda 3600 ek gösterge, 2000 makam tazminatı ve 8000 görev tazminatı verilip Vergi Müfettişi ünvanına getirilerek maiyetinde çalıştıkları Vergi Dairesi Başkanı ve Defterdarında üstünde bir özlük hakkına sahip olmuşlardır. Diğer taraftan işe alınmaları ve çalışma şartları aynı olan Millî Emlak ve Muhasebe Denetmenlerini ise diğer Uzmanlarla birlikte özlük haklarında hiçbir iyileştirme yapılmadan Defterdarlık Uzmanı olarak atanmışlardır. Bu da yeterli görülmeyerek; son dönemlerde özellikle 659 ve 666 sayılı KHK’ler ile yapılan düzenlemeler sonucu; yeni ihdas edilen ve kariyer meslek diye adlandırılan bazı kadrolarının yetkisi, sorumluluğu ve yetiştirilme süreçleri değişmeden sadece görev ünvanının adı değiştirilerek ücret ve emekli aylıklarında emsallerine oranla yüzde 80 gibi bir artış sağlanmıştır. Meselâ Merkezde çalışan ve Saymanlık Müdürlerinin eşiti olan Devlet Muhasebe Uzmanları maiyetinde çalıştıkları Daire Başkanlarını neredeyse ikiye katlayan bir ücret artışıyla Maliye Uzmanı kadrosuna atanmışlardır. Bu düzenlemeler Maliye Taşra Teşkilâtı İdarecilerini hayal kırıklılığına uğratmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle çalışanlar arasındaki ücret dengesi düzeltilmek yerine iyice bozulmuştur. Çalışma barışını bozan bu anlayış Anayasanın eşitlik ilkesine de ters düşmektedir. Kanaatimiz odur ki iyi niyetle yapılmak istenilen bu düzenlemelerde Başbakanımız ve Maliye Bakanımız tamamen eksik ve yanlış bilgilendirilerek bir kısmını anlatmaya çalıştığımız bu çarpık tablo meydana çıkmıştır.  
Temennimiz bundan sonra yapılacak düzenlemelerde kamuda çalışanların atama, yetiştirilme süreci ve yaptığı işin önemiyle sorumlulukları göz ardı edilmemelidir. Ortaya çıkan olumsuzlukların bir an önce düzeltilmesi için sayın Başbakanımız ve sayın Maliye Bakanımızın taşra teşkilâtı derneklerinin yöneticilerini kabul etmeleri ve sorunları birebir paylaşmaları oluşan bu çarpık tablonun düzeltilmesine büyük ve olumlu katkı sağlayacaktır.



    Malmüdürlüklerinin kapatılmasına tepki 
·  01.01.2012
·   MALİYE Bakanlığının Türkiye genelinde defterdarlıklara bağlı olarak faaliyet sürdüren mal müdürlükleri ile saymanlıkları kapatma çalışmalarına tepki gösteren, mal müdürleri ve saymanlar Maliye Bakanlığı önünde tepki gösterdiler.
Maliye Saymanlar Derneği üyeleri önceki gün Maliye Bakanlığı önünde toplandı. 5018 sayılı Kanun’daki, saymanlık müdürlüklerinin bütçe uygulamasını denetleme yetkilerinin kaldırılmasına karşı bir araya gelen dernek üyeleri yapılan değişikliğe itiraz etti.
Burada bir açıklama yapan Maliye Saymanlar Derneği Genel Başkanı Ali Yıldırım yapılan düzenleme ile yapılan değişikliğin garip bir uygulama ve sakıncalı olduğunu belirtti.
Mali denetimin ciddi bir uzmanlık konusu olduğunu dile getiren Yıldırım, yanlışlıkların bu kanunla sınırlı olmadığını 659 ve 666 sayılı KHK ile de saymanlık müdürlüklerinin ve Maliye Bakanlığının tüm orta kademe yönetim birimlerinin çalışma disiplinlerine zarar verecek tarzda özlük haklarında adaletsizlik yaratacağını ifade etti.
Yıldırım yapılan düzenlemelere ilişkin “Hukuk devleti kavramı zarar görmüştür. Devlet sadece hukuku yapan ancak uygulamasını denetlemeyen konuma getirilmiştir” ifadeleri ile tepki gösterdi. (Ankara/EVRENSEL)
http://www.haberci71.com/haber_detay.asp?haberID=6946
MALİYE SAYMANLARI DERNEĞİ 1500 KİŞİ İLE ANKARA DA
31 Aralık 2011, 11:29 EDİTÖRDEN
1500 KİŞİ ANKARA DA MALİYE BAKANLIĞI ÖNÜNDE SESSİZ ÇIĞLIK OLDU
MALİYE SAYMANLAR DERNEĞİ  MÜDÜR VE MÜDÜR YARDIMCILARI, ANKARA’DA BASIN AÇIKLAMASI İLE HAKLARINI ARADILAR
1500 KİŞİ ANKARA’DA MALİYE BAKANLIĞI ÖNÜNDE SESSİZ ÇIĞLIK OLDU
Maliye saymanları derneği yönetim kurulu,Maliye Bakanlığının Merkez ve Taşra teşkilatında görev yapan  bütün Türkiye’deki il ve ilçelerdeki Müdür ve Müdür Yardımcıları ile haklı davaları için Ankara da buluştu.
Dernek Başkanı Ali Yıldırım basın açıklamasında şu konulara yer verdi.
Yıldırım ; ‘’ Sayın basın mensupları, kıymetli meslektaşlarım; Derneğimizin yapacağı basın açıklamasına hoş geldiniz.
 Maliye Bakanlığının Merkez ve Taşra teşkilatında görev yapan biz Müdür ve Müdür Yardımcıları neden buradayız?
İki nedenle buradayız.
Birincisi devlet bütçe uygulaması içinde yıllardır hizmet veren en yetkin meslek grubu olarak, son hukuki düzenlemelerin yaratacağı telafisi imkânsız tahribatın (yetkililerle paylaşamadığımız için) kamuoyu ile paylaşmak bir bakıma toplumumuzu ve yetkililerimizi uyarma sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.
İkincisi ise, Maliye Bakanlığı teşkilat yapısında gerçekleştirilen düzenlemelerin meslek mensuplarının çalışma koşullarında meydana getirdiği çarpıklıkları ve bunun muhtemel sonuçlarını halkımızın bilgisine sunabilmek için buradayız.
Özel bir uzmanlık ve eğitim gerektiren Mali Kontrol ve Muhasebe Hizmetlerini ve kamunun mali nitelikteki iş ve işlemlerini yürüten personeli içine alacak “Mali Hizmetler Sınıfı” ihdas edilerek maliye personelinin de bu sınıfa dâhil edilmesinde fayda görmekteyiz. Bununla birlikte Devletin mali ve muhasebe hizmetlerini yürüten Muhasebe Yetkilisi görevinin “Devlet Muhasebe Yetkilisi” olarak kadro unvanına dönüştürülmesini ayrıca, yapılacak düzenlemelerde görevin önem ve sorumluluğu dikkate alınarak mali hakların belirlenmesini tüm maliye çalışanları olarak bakanlığımızdan beklemekteyiz.
 Değerli basın mensupları, çok kıymetli meslektaşlarım, bizi desteklemek için aramızda bulunan bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve sorunları bizimle aynı olan şube müdürü, milli emlak müdürü, personel müdürü ve müdür yardımcıları ile denetmen arkadaşlarımız böyle bir günde bizleri yalnız bırakmadığınız ve aramıza katıldığınız için sizlere şahsım ve Saymanlar Derneği Yönetim Kurulu adına teşekkür eder saygılar sunarım.’’ Diyerek birde şiir okundu.

MALİYENİN MÜDÜRLERİ  
Mavi ile beyaz rengimiz bizim
Nadir az yetişir dengimiz bizim
Denetim bütçedir cengimiz bizim
Bizler ülkemizin neferleriyiz
Sorarsan maliye müdürleriyiz


1500 kişinin katıldığı gözlerden uzak kalan hiçbir basın kuruluşunda yayınlanmayan bu olayı Kırıkkale ve Yozgat adına biz yayınlıyoruz.çünkü günde 5000 kişi’nin ziyaret ettiği sitemiz her zaman haklının yanında olmaya devam edecektir.maliye demek Devletin Milletin Kasası en güvenilir kuruluşu demektir.
        


  MALİYE SAYMANLAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU Faaliyetlerini ve Haberlerini kendi internet sitesinden de takip edebilirsiniz.
http://www.saymander.org/haberler/      




1500 KİŞİ ANKARA DA MALİYE BAKANLIĞI ÖNÜNDE SESSİZ ÇIĞLIK OLDU. MALİYE SAYMANLAR DERNEĞİ MÜDÜR VE MÜDÜR YARDIMCILARI, ANKARA’DA BASIN AÇIKLAMASI İLE HAKLARINI ARADILAR
Maliye saymanları derneği yönetim kurulu,Maliye Bakanlığının Merkez ve Taşra teşkilatında görev yapan  bütün Türkiye’deki il ve ilçelerdeki Müdür ve Müdür Yardımcıları ile haklı davaları için Ankara da buluştu.

Dernek Başkanı Ali Yıldırım basın açıklamasında şu konulara yer verdi.

Yıldırım ; ‘’ Sayın basın mensupları, kıymetli meslektaşlarım; Derneğimizin yapacağı basın açıklamasına hoş geldiniz.

 Maliye Bakanlığının Merkez ve Taşra teşkilatında görev yapan biz Müdür ve Müdür Yardımcıları neden buradayız?

İki nedenle buradayız.

Birincisi devlet bütçe uygulaması içinde yıllardır hizmet veren en yetkin meslek grubu olarak, son hukuki düzenlemelerin yaratacağı telafisi imkânsız tahribatın (yetkililerle paylaşamadığımız için) kamuoyu ile paylaşmak bir bakıma toplumumuzu ve yetkililerimizi uyarma sorumluluğumuzu yerine getirmek için buradayız.

İkincisi ise, Maliye Bakanlığı teşkilat yapısında gerçekleştirilen düzenlemelerin meslek mensuplarının çalışma koşullarında meydana getirdiği çarpıklıkları ve bunun muhtemel sonuçlarını halkımızın bilgisine sunabilmek için buradayız.

Özel bir uzmanlık ve eğitim gerektiren Mali Kontrol ve Muhasebe Hizmetlerini ve kamunun mali nitelikteki iş ve işlemlerini yürüten personeli içine alacak “Mali Hizmetler Sınıfı” ihdas edilerek maliye personelinin de bu sınıfa dâhil edilmesinde fayda görmekteyiz. Bununla birlikte Devletin mali ve muhasebe hizmetlerini yürüten Muhasebe Yetkilisi görevinin “Devlet Muhasebe Yetkilisi” olarak kadro unvanına dönüştürülmesini ayrıca, yapılacak düzenlemelerde görevin önem ve sorumluluğu dikkate alınarak mali hakların belirlenmesini tüm maliye çalışanları olarak bakanlığımızdan beklemekteyiz.

 Değerli basın mensupları, çok kıymetli meslektaşlarım, bizi desteklemek için aramızda bulunan bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve sorunları bizimle aynı olan şube müdürü, milli emlak müdürü, personel müdürü ve müdür yardımcıları ile denetmen arkadaşlarımız böyle bir günde bizleri yalnız bırakmadığınız ve aramıza katıldığınız için sizlere şahsım ve Saymanlar Derneği Yönetim Kurulu adına teşekkür eder saygılar sunarım.’’ Diyerek birde şiir okundu.

1500 kişinin katıldığı gözlerden uzak kalan hiçbir basın kuruluşunda yayınlanmayan bu olayı Kırıkkale ve Yozgat adına biz yayınlıyoruz.çünkü günde 5000 kişi’nin ziyaret ettiği sitemiz her zaman haklının yanında olmaya devam edecektir.maliye demek Devletin Milletin Kasası en güvenilir kuruluşu demektir.

    MALİYE SAYMANLAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU Faaliyetlerini ve Haberlerini kendi internet sitesinden de takip edebilirsiniz.
http://www.saymander.org/
2011-12-31





Vergi müdürleri isyanda!
Türkiye genelindeki vergi dairesi müdürleri toplanarak Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptı
02 Aralık 2011 Cuma, 14:34:13

·                                
·                                
·          Türkiye genelindeki vergi dairesi müdür ve müdür yardımcıları Cumhuriyet tarihinde ilk kez Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptı. Hürriyet'in haberine göre, Türkiye’nin dört bir yanından gelen müdür ve müdür yardımcıları eylemi Gelir İdaresi Müdürleri ile birlikte yaptı.

REKOR KATILIM
Yaklaşık 1200 kişinin katıldığı eylemde katılımcıların önünde eşit ücrete eşit iş kokartı bulunuyordu. Müdürler bugün eşit işe eşit ücret kararnamesi ile mağdur olduklarını, iş yüklerinin çok fazla olmasına rağmen altlarında çalışan uzmandan daha düşük maaş aldıklarını ve bu durumun düzeltilmesini isteyeceklerini belirtti.

Bugünkü eyleme en büyük katılım İstanbul’dan gerçekleşti. İstanbul ekibi eyleme 5 otobüs 2 minibüs olmak üzere 350 kişi ile katıldı.

EN AZ 6 SINAVI GEÇMEK ZORUNDALAR
Türkiye genelinde 536 tane vergi dairesi müdürü ile 1130 tane müdür yardımcısı görev yapıyor. Bir müdürün kimi zaman hakim kimi zaman avukat, kimi zaman müfettiş görevi üstlendiğine dikkat çeken yöneticiler, “Bugün kamuda çalışan hangi müdür ve yardımcısı işini mevzuata uygun yapmak için bir hâkim kadar bilgi sahibi olmak zorundadır? Biz görev yaptığımız unvanları kazanana kadar en az altı eleme sınavında başarı göstermek zorundayız. Bu nedenle, görevde yükselme sınavlarında başarılı olarak elde ettiğimiz unvanların tamamı kazanılmış haklarımızdır. İdari göreve başladığımız günden itibaren yer değiştirme suretiyle atamaya tabi olarak çalışıyoruz. Bugün, kamuda kaç kurumda rotasyon uygulaması vardır?” diye soruyor.

Vergi mükelleflerinin tarhiyat ve tahsilât işlemleri ile ilgili, idare aleyhine açmış olduğu davalarda hazineyi temsilen savunma yaptıklarını söyleyen bir müdür, “Gerektiğinde itiraz, temyiz ve tashihi karar talebinde bulunulması ve yargı kararlarının uygulanması görevleri karşısında bir avukat gibi idareyi savunmakla görevliyiz” diyor.

İNCELEMELERİN YÜZDE 40'INI YAPIYORLAR
Vergi Usul Kanununun 135. maddesinde vergi dairesi müdürlerinin de incelemeye yetkili kişiler arasında olduğu belirtilirken, 2007-2008-2009 yıllarında yapılan toplam incelemelerin yüzde 39'unun vergi dairesi müdür ve müdür yardımcıları tarafından yapıldığı vurgulanıyor.

GİMDER BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA
Gelir İdaresi Müdür ve Müdür Yardımcıları Derneği (GİMDER) Genel Başkanı Mücadettin Şanal, ''Özlük haklarımızdaki olumsuzluk vergi dairelerinde çalışma barışını bozduğu gibi Gelir İdaresinden beklenilen görev ve hedeflerin olumlu gerçekleştirilmesini de engelliyor'' dedi.

GİMDER'in çağrısıyla İstanbul, İzmir ve Antalya başta olmak üzere birçok şehirden ''eşit ücrete eşit iş'' talebiyle Ankara'ya gelen Gelir İdaresi müdür ve müdür yardımcıları Maliye Bakanlığı önünde toplandı.

Burada dernek üyeleri adına basın açıklamasını okuyan GİMDER Genel Başkanı Şanal, Gelir İdaresi müdür ve müdür yardımcılarının ülkenin refahı için gerekli paranın sağlanmasında etkin görev aldığını belirterek, bu görevlilerin sıra kendilerine geldiğinde ise para talebinde bulunamadığını söyledi.

Gelir İdaresi Başkanlığının kurulduğu 2005 yılından bu yana üyelerinin görevlerinin gereği olan haklarını elde edemedikleri gibi 6 yıldır yapılan düzenlemelerle de sürekli hak kaybına uğradıklarını öne süren Şanal, şunları kaydetti:

''Kamuda yapılan reform çalışmaları paralelinde denetim birimlerinin birleştirilmesini amaçlayan 646 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle inceleme yetkisi gözetilerek Vergi Denetim Kurulu oluşturulmuş ancak incelemeye yetkili olmasına rağmen Vergi Dairesi Müdürleri ihmal edilmiştir. Kamuoyunda 'eşit işe eşit ücret' kararnamesi olarak bilinen 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemelerde ise görülen kamu hizmetinin temel nitelik ve niceliği, mali, idari sorumluluk dereceleri gözetilmemiş sadece unvanda eşitlik esas almıştır. Bu durum 'eşit işe eşit ücret' değil tam olarak 'eşit unvana eşit ücret' uygulaması olup, görev ve sorumluluklarımız bakımından hakkaniyet ve adalet duygularımızın derinden sarsılmasına neden oldu.''

Kendilerini aslı üzüntü ve kaygıya itenin kamudaki yönetici ve çalışanların mali haklarındaki iyileştirme yerine düzenlemelerin yetki ve sorumluluklara göre belirlenmemesi olduğunu ifade eden Şanal, ''Özlük haklarımızdaki bu olumsuzluğun, vergi dairelerinde çalışma barışını bozduğu gibi Gelir İdaresinden beklenilen görev ve hedeflerin olumlu gerçekleştirilmesine de katkı sağlamayacağı açık. 646 ve 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu çalışanlarının özlük haklarında yapılan iyileştirmelerin biz vergi dairesi müdür ve müdür yardımcılarına da yansıtılması eşitlik ilkesinin bir gereği'' diye konuştu.

Açıklamanın ardından alkışla bir süre tempo tutan grup, Maliye Bakanlığı önünde olaysız ayrıldı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder